INSANLIGIN YOLCULUGU VE ORTA ASYA
INSANLIGIN YOLCULUGU VE ORTA ASYA
Insanligin yolculugu Afrika'da, nufusu belki de birkac yuzu geçmeyen bir avci topluluk ile basliyor ve 60.000 yil kadar sonra 6,5 milyar insan sayisiyla bugunlere geliyor. Afrika'daki o ilk modern insanlar kimlerdi? Onlarin torunlarindan bir bolumunun 50.000 yil önce dogduklari kitadan ayrilip Avrasya'ya yayilmaya zorlayan neden neydi? Hangi yollardan gitmislerdi? Bu yollar uzerinde insanlik ailesinin daha eski uyeleriyle karismislarmiydi? Insanlar Amerika kitasina ilk kez ne zaman ve nasil ulasmisti? Bizler nereden geliyoruz? Bugun bulundugumuz yere nasil geldik? Onlarca yildir elde ettigimiz ipuclari sadece atalarimizin yolculuklari boyunca geride biraktigi, suraya buraya dagilmis, kemikler ve aletlerden ibaretti. Bununla birlikte, son 20 yil icinde uzmanlar, gunumuzde yasam süren insanlarin DNA'larinda eski insanlarin goclerine dair bir kayit buldular. National Geographic genetik arastirma projesi Genographic projesinin baskani Dr. Spencer Wells, "Insan kaninin her damlasi genlerimizin diliyle yazilmis bir tarih kitabi icerir" diyor. Insanlarin genetik sifresi, ya da genomu dünya genelinde yuzde 99,9 aynidir. Geriye kalan ise ornegin goz rengi ve hastalik riski gibi bireysel farkliliklarimizdan sorumlu olmanin yani sira, bazen gorunurde hiçbir islevi olamayan genler tasiyan DNA bolgeleridir. Evrim süreci içinde bu islevsiz gibi gorunen dizilerden birinde çok ender olarak rastlantisal, zararsiz bir mutasyon meydana gelir ve ardindan, o kisinin soyundan gelen tum insanlara aktarilir. Kusaklar sonra, ayni mutasyonun, ya da belirtecin iki kisinin DNA'sinda bulunmasi, bu kisilerin ayni atadan geldigini gösterir. Ve bilim adamlari, bircok farkli topluma ait genetik belirtecleri karsilastirarak onlarin soy baglantilarinin izini sürebilirler. Anne ile babanin DNA'lari dunyaya gelen her çocukta bir araya gelip karistiginda yeniden bir genetik duzen olusmasi nedeniyle, genomlarin cogunda bu kücük degisiklikler belirsizlesir. Mitokondri DNA'si (mtDNA) denilen bir bolge anneden cocuga aynen gecer. Cocugun erkek olmasini saglayan Y kromozomlarinin büyük bölümü de hiç bozulmadan babadan ogula gecer. Kadinlarin mtDNA'sinda ve erkeklerin Y kromozomunda zamanla biriken mutasyonlar genomunuzu olusturan atalarinizin engin denizinde sadece iki damla gibidir. Yine de genetikçiler çesitli topluluklara ait mtDNA ve Y kromozomlarini karsilastirarak buyuk goc sirasinda bu topluluklarin yollarinin nerede ve ne zaman ayrildigi konusunda fikir sahibi olabilmektedir. Ayrica bu konuda, o bolgede gecmiste yasayan insanlarin kemik kalintilarindan alinan orneklerde bu haritanin sekillenmesine buyuk olcude yardim etmistir.
Dr. Spencer Wells kimdir?
Biyolog bir annenin ve avukat bir babanin oglu olarak 1969 yilinda Texas'ta dunyaya gelmistir. Yuksekogrenimini University of Texas'ta bitirdikten sonra, Harvard Universitesinde doktorasini yapmis ve daha sonra da Stanford Universitesi'nde post doktorasini tamamlamistir.National Geographic kurulusu IBM ortakliginda dunyadaki en kapsamli genetik arastirma olan Genographic Projesinin basina Dr. Spencer Wells'i getirdi. Bu bes yillik proje dahilinde Wells, bes kitaya yolculuk yapti ve yaklasik 3000 kisiden ornekler aldi. Bugun bu proje kayitlarinda 100 bin'i askin insanin genetik sonuclari yer almaktadir.
Afrika’dan Ortaasya’ya yolculuk ve sonrasi
Spencer Wells modern insanligin yolculugunun Afrika’nin guneyinde yasayan Bushmen’ler ile basladigina inaniyor. Buna en buyuk kaniti da bu insanlarin, bulunan en eski modern insanin DNA grubuna sahip olmalari ve uc farkli insan tipinin de ozelliklerini tasimalaridir.
Wells’e gore dunya 60 bin yil once buz caginin icindeydi, bircok yer buzullarla kapliydi ve bugun deniz altinda bulunan kitalara bagli olan bircok toprak parcasi 50 bin yil once olan Afrika’dan ilk goce elverisli bir ortam olusturdu. Bu ilk goc grubu Hindistan’in guneyinden Endonezya’ya ve Avustralya’ya, diger ayrilan kismi da kuzeydogu Asya uzerinden Amerika’ya geldi.
Bu gruptan ortadoguda ayrilan diger grup(bugunku insanligin Afrika haric %90’ini olusturanlar) Ortadogu bolgesinde neanderthalllerin varligindan dolayi ve ayrica yasamaya ve beslenmeye daha iyi ve elverisli yerler bulmak icin uzun bir yolculuktan sonra Ortaasya’ya geldi, bu grubun insanlari(Eurasian Clan) uzun sure Ortaasya’da yasadi ve cogaldi, Avrupali ve Asyali yani Avrasya insanlarinin cogunun atalarini olusturdu. Well’s e gore; “Insanligin dogdugu yer Afrika ise Ortaasya’da bebeklik zamanini gecirdigi ve buyudugu yerdir”. Wells’in Ortaasya’da calismalari sirasinda aldigi orneklerden birisi bu bolgede 40 bin sene once yasamis bir insanin DNA ornegiyle ayni cikti, yani bu kisinin atalari hic goc etmeden o bolgede yasamlarini surdurmus ve geni(haplogrup K) hic mutasyona ugramamisti. Bu kisi; Uzbekistanin Kirgizistan ve Kazakistan sinirina yakin bolgede yasayan Uygur Turku Niyazov(Niyazoglu)’du.
Ortaasya’da(Turkistan) 30 bin yil oncesine kadar 15 bin yil gibi uzun bir zaman beraber yasayan bu insanlarin bir kismi Ortaasya’da kaldi ve diger kisimlari da uc koldan degisik yonlere goc ettiler. 30 bin yil once guneye gidenler bugunku Guney Ortaasyalilarin, Pakistanli ve Hintlilerin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler bugunku Asyalilarin, Polonezyalilarin cogunlugunu olusturdu, kuzeye gidenler ise Sibirya Altaylardan ikiye ayrilarak; batiya gidenler bugunku Avrupalilarin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler(20 bin yil once) ise bugunku Amerikan yerlilerinin buyuk bir cogunlugunu olusturdu.
Afrika’dan Ortadogu’ya sonradan gelen diger grubun bir kismi da Turkiye ve kafkaslar uzerinden Avrupa’ya goc etti, bu grup bugunku Ortadogulularin, Iranlilarin buyuk cogunlugunun, Avrupalilarin ve Turkiye Turklerinin de bir kismini olusturdu. Afrika’dan en son gelen grupta bugunku Kuzey Afrikalilarin ve Yunanlilarin yarisindan fazlasini olusturdu. Son on bin yilda avciliktan tarima gecen ve ati evcillestiren insanoglu yeniden uzun mesafeli goclere basladi. Wells yeni calismasinda bu son 10 bin yili inceleyecek.
Dr. Spencer Wells’in Genographic projesi calismasinin sonuclanmasindan sonra bircok yerde arastirmalari yayinlandi, kitaplari basildi, roportajlari yapildi ve bircok yere konusmaci olarak davet edildi. The Alcalde’den Temmuz 2004’te Alvin Seale ile yapilan roportajinda Wells; yasadigi yerden baska kendisini evinde tek hissettigi yer olarak Ortaasya’yi gosterdi. Bundan bir sure once Milliyet gazetesinde Yasemin Congar’in Dr. Spencer Wells ile yapmis oldugu bir roportaji da yayinlandi. Bu roportajdan bazi bolumleri size sunmak istedim.
Yasemin Çongar: Genetik biliminin buldugu Afrikali Adem ve Havva'nin, tek Tanrili dinlerin ögrettigi Adem ve Havva'dan farki ne?
Spencer Wells: Hem dinsel yaratilis hikayeleri ve genetik bulgularin insanligin ortak bir kökene dayandirmasi ilginç. Ancak kutsal kitaplardaki yaratilis hikayeleri M.Ö. 4000 yilina kadar gidiyor.
Kutsal kitaplara göre, Tanri Babil Kulesi'ni yikinca, ortaya yeni diller ve kavimler çikiveriyor, ama nasil oldu da dünyanin dört yaninda yasamaya, birbirimizden bu kadar farkli görünmeye basladik, bunun açiklamasi dinde yok. Biz bunu arastiriyoruz.
Yasemin Çongar: Genetik bilimi ilerlerken, Darwinizme karsi hareket de güçleniyor...
Spencer Wells: Aslinda bazi dindarlar, ortak bir kökenimiz oldugunun genetik bilimi tarafindan kanitlanmasindan memnun. Tek dilegim, dindarlarin bilimsel tezlere kulak tikamamalari.
ABD'deki 'yaradilisçilik' hareketine ve asiri saga, bilime kapiyi kapadiklari için kiziyorum. Kimseden inançlarindan vazgeçmesini istemiyoruz. Ama dinin ögrettikleri dahil her hipotezin test edilmesinden yanayiz.
Yasemin Çongar: Benimsedigimiz sosyal kültürel kimligin genetik kimligimizle çelismesi, bir ikilem yaratabilir... Spencer Wells: Biz kimsenin kimligine karar vermiyoruz. Buraya bizi getiren yolculugu kesfediyoruz.
Dr. Spencer Wells “biz kimsenin kimligine karar vermiyoruz” demesine ragmen Milliyet’in ilk sayfasinda ve diger Turkiye’de cikan bazi yayin organlarinda arastirmanin sonuclarini carpitan, uydurulmus ve art niyetli “ Turkiye’de Turk geni az” ve “Kendinizi Türk sayabilirsiniz, ama kökleriniz baska yere uzanabilir” yorumunu iceren yazilar cikti.. Arastirmanin detaylarini bildigim icin bu yorumlar bana cok ters ve celiskili geldi. National Geographic kurulusunun Chicago’da organize ettigi Dr. Spencer Wells’in yaptigi konusma sonrasinda bir firsat bularak kendisine Turkiye’de gazetede cikan bu yorum hakkinda soru sordum ve kendisi bana boyle bir seyi soylemesinin mumkun olmadigini cunku tek basina Turk milletinin geninin olamayacagini, milletlerin birden fazla gen grubunun karismasindan meydana geldigini, bazi milletlerde bu karisimin az bazi milletlerde de cok oldugunu belirtti. Ayrica bu sohbet sirasinda kendisinin atalarinin da Amerika’ya Ingiltere’den, oncesinde Ortaasya’dan ve onun oncesinde de Afrika’dan geldigini soyledi.
Dr. Wells’in bu cevabindan sonraki yorumum sudur “ Afrika’daki bazi milletlerin disindaki hicbir milletin atalarinin o ulkenin sinirlari icindeki topraklardan gelmedigidir ve insanligin tarihi boyunca devamli goc halinde oldugudur”. Ayrica genetik biliminin insanliga getirdigi diger bir gercek ise, her ne kadar irkcilar dunyanin cesitli yerlerinde kendilerini hala gosterseler de, bilimsel olarak irkciligin sonunu da getirmis olmasidir, gecmiste irk olarak sayilan farkliliklar bugun genlerin ortak bir kokenden mutasyonlari olarak belirtiliyor. Dr. Wells’in soylediklerine gore ornegin bugun Ingilizlerin, Fransizlarin veya Almanlarin buyuk cogunlugu Ortaasya kokenli(K, L, T, N, P, Q, R(R1A&R1B)) cikarken bir kismi da Nordik kokenli (I) ve Ortadogu/Kuzey Afrika kokenli(J, E) olarak cikabiliyor (Dr. Wells’in de cevabindan cikan yoruma gore) fakat bu onlarin Ingiliz, Fransiz veya Alman oldugu gercegini degistirmiyor. Fakat konu Turkiye’ye ve Turkler’e gelince; yalan propagandayi ve carpitmayi kendine vazife bilen bazi kisiler tarafindan suistimal araci olarak kullaniliyor. Ben de bu medya kuruluslarimizdaki carpitilmis bilgi veren ve milletlere ait gen yaratmaya calisan bu etnik bolucu ve irkci kisilere karsi bilimsel(dunyada yapilan son genetik arastirmalar:Genographic Project-Worldhaplogroups) gercekleri kaynak alarak diyorum ki “TURK’lerin atasi oldugu; Ortaasya geni bugunku Turkiye’de cogunlukta oldugu kadar dunyanin bircok yerinde de cogunluktadir ve bu sonuc Turkiye’deki azinliktaki Ortadogu kokenlilerinde sadakatla ve anayasal tanimla bagli olduklari Turk milletinin bir uyesi olduklari gercegini degistirmez”
THE JOURNEY OF HUMANITY AND CENTRAL ASIA
Humanity's journey begins in Africa with a hunting community with a population of perhaps no more than a few hundred, and comes to 6.5 billion people about 60,000 years later. Who were those first modern humans in Africa? What was the reason that forced some of their descendants to leave the continent where they were born 50,000 years ago and spread across Eurasia? Which paths had they taken? Had they mixed with older members of the human family along these paths? When and how did humans first reach the Americas? Where do we come from? How did we get to where we are today? For decades, the only clues we had were bones and tools scattered here and there, which our ancestors left behind along their journeys. However, over the past 20 years, experts have found a record of ancient migrations in the DNA of people living today. "Every drop of human blood contains a history book written in the language of our genes," says Dr. Spencer Wells, head of the National Geographic genetic research project Genographic. The genetic code, or genome, of humans is 99.9 percent identical worldwide. What remains are regions of DNA that are responsible for our individual differences, such as eye color and disease risk, as well as carrying genes that sometimes have no apparent function. Very rarely, in the course of evolution, a random, harmless mutation occurs in one of these seemingly dysfunctional sequences, and then it is passed on to all of that person's descendants. Generations later, the same mutation, or marker, is found in the DNA of two people, indicating that they are descended from the same ancestor. And by comparing genetic markers from many different populations, scientists can trace their ancestry links. When the DNA of the mother and father comes together and mixes in every child that is born, a genetic order is formed again, so in most genomes these small changes are obscured. A region called mitochondrial DNA (mtDNA) is passed from mother to child. Most of the Y chromosomes that enable the child to become a boy are passed from father to son without any deterioration. The mutations that accumulate over time in the mtDNA of women and the Y chromosome of men are just two drops in the vast sea of your ancestors that make up your genome. Still, by comparing mtDNA and Y chromosomes from various populations, geneticists can get an idea of where and when these populations diverged during the great migration. In addition, samples taken from the bone remains of people who lived in that region in the past greatly helped to shape this map.
Who is Dr. Spencer Wells?
He was born in Texas in 1969 to a biologist mother and a lawyer father. After completing his higher education at the University of Texas, he completed his doctorate at Harvard University and then completed his postdoctoral at Stanford University. National Geographic, in partnership with IBM, appointed Dr. Spencer Wells as the head of the Genographic Project, the most comprehensive genetic research in the world. As part of this five-year project, Wells traveled to five continents and took samples from about 3,000 people. Today, the genetic results of more than 100,000 people are included in the records of this project.
Journey from Africa to Central Asia and its aftermath
Spencer Wells believes that the journey of modern humanity began with the Bushmen living in southern Africa. The biggest proof of this is that these people have the DNA group of the oldest modern humans found and have the characteristics of all three different types of humans.
According to Wells, the world was in an ice age 60,000 years ago, many places were covered with glaciers, and many pieces of land connected to the continents under the sea today created an environment conducive to the first migration from Africa, which happened 50,000 years ago. This first group of immigrants came from southern India to Indonesia and Australia, and the other part came to America via northeast Asia.
The other group that split off from this group in the Middle East (those who make up 90% of today's humanity excluding Africa) came to Central Asia after a long journey to find better and more suitable places to live and feed because of the presence of Neanderthals in the Middle East region, the people of this group (Eurasian Clan) lived and multiplied in Central Asia for a long time, European and Asian, that is, the ancestors of most of the Eurasian people. According to Well's; "If Africa is the birthplace of humanity, Central Asia is the place where it spent its infancy and grew up". One of the samples Wells took during his work in Central Asia turned out to be the same as the DNA sample of a person who lived in this region 40,000 years ago, that is, the ancestors of this person lived in that region without migrating and his gene (haplogroup K) had never mutated. This person; He was a Uighur Turk living near the border of Uzbekistan with Kyrgyzstan and Kazakhstan.
Ortaasya’da(Turkistan) 30 bin yil oncesine kadar 15 bin yil gibi uzun bir zaman beraber yasayan bu insanlarin bir kismi Ortaasya’da kaldi ve diger kisimlari da uc koldan degisik yonlere goc ettiler. 30 bin yil once guneye gidenler bugunku Guney Ortaasyalilarin, Pakistanli ve Hintlilerin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler bugunku Asyalilarin, Polonezyalilarin cogunlugunu olusturdu, kuzeye gidenler ise Sibirya Altaylardan ikiye ayrilarak; batiya gidenler bugunku Avrupalilarin buyuk bir cogunlugunu olustururken, doguya gidenler(20 bin yil once) ise bugunku Amerikan yerlilerinin buyuk bir cogunlugunu olusturdu.
Afrika’dan Ortadogu’ya sonradan gelen diger grubun bir kismi da Turkiye ve kafkaslar uzerinden Avrupa’ya goc etti, bu grup bugunku Ortadogulularin, Iranlilarin buyuk cogunlugunun, Avrupalilarin ve Turkiye Turklerinin de bir kismini olusturdu. Afrika’dan en son gelen grupta bugunku Kuzey Afrikalilarin ve Yunanlilarin yarisindan fazlasini olusturdu. Son on bin yilda avciliktan tarima gecen ve ati evcillestiren insanoglu yeniden uzun mesafeli goclere basladi. Wells yeni calismasinda bu son 10 bin yili inceleyecek.
Dr. Spencer Wells’in Genographic projesi calismasinin sonuclanmasindan sonra bircok yerde arastirmalari yayinlandi, kitaplari basildi, roportajlari yapildi ve bircok yere konusmaci olarak davet edildi. The Alcalde’den Temmuz 2004’te Alvin Seale ile yapilan roportajinda Wells; yasadigi yerden baska kendisini evinde tek hissettigi yer olarak Ortaasya’yi gosterdi. Bundan bir sure once Milliyet gazetesinde Yasemin Congar’in Dr. Spencer Wells ile yapmis oldugu bir roportaji da yayinlandi. Bu roportajdan bazi bolumleri size sunmak istedim.
Yasemin Çongar: Genetik biliminin buldugu Afrikali Adem ve Havva'nin, tek Tanrili dinlerin ögrettigi Adem ve Havva'dan farki ne?
Spencer Wells: Hem dinsel yaratilis hikayeleri ve genetik bulgularin insanligin ortak bir kökene dayandirmasi ilginç. Ancak kutsal kitaplardaki yaratilis hikayeleri M.Ö. 4000 yilina kadar gidiyor.
Kutsal kitaplara göre, Tanri Babil Kulesi'ni yikinca, ortaya yeni diller ve kavimler çikiveriyor, ama nasil oldu da dünyanin dört yaninda yasamaya, birbirimizden bu kadar farkli görünmeye basladik, bunun açiklamasi dinde yok. Biz bunu arastiriyoruz.
Yasemin Çongar: Genetik bilimi ilerlerken, Darwinizme karsi hareket de güçleniyor...
Spencer Wells: Aslinda bazi dindarlar, ortak bir kökenimiz oldugunun genetik bilimi tarafindan kanitlanmasindan memnun. Tek dilegim, dindarlarin bilimsel tezlere kulak tikamamalari.
ABD'deki 'yaradilisçilik' hareketine ve asiri saga, bilime kapiyi kapadiklari için kiziyorum. Kimseden inançlarindan vazgeçmesini istemiyoruz. Ama dinin ögrettikleri dahil her hipotezin test edilmesinden yanayiz.
Yasemin Çongar: Benimsedigimiz sosyal kültürel kimligin genetik kimligimizle çelismesi, bir ikilem yaratabilir... Spencer Wells: Biz kimsenin kimligine karar vermiyoruz. Buraya bizi getiren yolculugu kesfediyoruz.
Although Dr. Spencer Wells said that "we do not decide anyone's identity", articles appeared on the front page of Milliyet and in some other media outlets published in Turkey, distorting the results of the research, with the comments "There are few Turkish genes in Turkey" and "You can consider yourself a Turk, but your roots may extend elsewhere". Since I knew the details of the research, these comments seemed very contradictory and contradictory to me. After the speech of Dr. Spencer Wells, organized by the National Geographic organization in Chicago, I took the opportunity to ask him about this comment that appeared in the newspaper in Turkey, and he stated that it was not possible for him to say such a thing to me because the Turkish nation cannot have a gene alone, that nations are formed by the mixing of more than one gene group, and that this mixture is less in some nations and more in some nations. He also said during this conversation that his ancestors came to America from England, first from Central Asia, and before that from Africa.
My next comment after Dr. Wells' answer is that "the ancestors of any nation, except for some nations in Africa, did not come from the lands within the borders of that country, and that mankind has been in constant migration throughout its history". In addition, another fact that the science of genetics has brought to humanity is that although racists still manifest themselves in various parts of the world, it has scientifically brought the end of racism, the differences that were counted as races in the past are now stated as mutations of genes from a common origin. According to Dr. Wells, for example, the vast majority of British, French or Germans today may be of Central Asian origin (K, L, T, N, P, Q, R(R1A & R1B)), while some may be of Nordic origin (I) and Middle Eastern/North African origin (J, E) (according to Dr. Wells' answer), but this does not change the fact that they are British, French or German. But when it comes to Turkey and the Turks; It is used as a tool of abuse by some people who take it upon themselves to spread false propaganda and distortion. Against these ethnic, separatist and racist people who give distorted information in our media organizations and try to create genes belonging to nations, I say based on the scientific facts (the latest genetic research in the world: Genographic Project-Worldhaplogroups) and say, "TURKS are ancestors; The Central Asian gene is as much a majority in many parts of the world as it is in today's Turkey, and this conclusion does not change the fact that the minority of Middle Eastern origins in Turkey is a member of the Turkish nation, to which they are faithfully and constitutionally bound.